27.12.2016

Yeni kıtaya yolculuk ve Avustralya'da ilk iki haftamız

Biliyorum yirmi bir saatlik uçuş için “yorucu değildi” demek kulağa pek inandırıcı gelmeyecektir ama bu süreçte arada aktarma yapıldığından bir sonraki uçuş saatinize bağlı olarak biraz dinlenme şansınız oluyor. (Heyecanla ziyaretimize beklediğimiz aile büyükleri ve arkadaşlarımız bu açıklama özellikle size, gerçekten göründüğü kadar zor değil :))

Elbette daha uzun süreli olup birden fazla aktarma yapılarak gerçekleştirilen uçuşlar da mevcut ve bunlar çoğunlukla daha uygun fiyatlı oluyor ama biz iki haftalık çılgın temponun ardından ekstradan on saat daha yolculuk süresini göze alabilecek durumda değildik ve bu yüzden Qatar Havayolları’nın Doha aktarmalı uçuşunu seçtik.

Avustralya yolculuğunuzu şanslıysanız Cemal gibi çoğunlukla uyuyarak, değilseniz benim gibi peş peşe film izleyip sürekli birşeyler atıştırarak bir şekilde geçirebilirsiniz. Yani öyle çok da gözünüzde büyütülecek birşey değil. Ayrıca uçaktan indiğiniz andan itibaren karşılaşacağınız şeylerin hayalini kurmak da vakti kısaltmaya en az seyrettiğiniz filmler kadar yardım ediyor. Sonuçta günlerin, haftaların ve hatta ayların koşturmacasını artık geride bırakmış ve uçağın yol aldığı her kilometreyle birlikte yeni hayatınıza doğru geri sayarken, düşüncelerinizle baş başa kalma fırsatı bulmuş oluyorsunuz.

19.12.2016

Beklenen vize çıktı...Peki ya sonrası?


Avustralya vizesini almak aslında beklediğimizden daha kolay oldu. Başvuru sürecinde çok fazla evrak ve noter işlemleriyle uğraşmamız gerekse de, belgelerimizin kargoya verilmesinin ardından beşinci gün vizemizin çıktığı haberi bize ulaştı, üstelik bunun iki günü haftasonuna denk gelmişti. Bu kadar hızlı bir netice almamızda, 1 Temmuz’dan hemen önceki hafta başvuru yapmış olmamızın etkisi olduğunu düşünüyorum. Normal şartlarda özellikle dil kursu başvurularında telefonla mülakat yapılıyormuş ama bizde herhangi bir görüşme olmadı. Büyük olasılıkla vize koşullarıyla ilgili sistem değişikliğinden önce ellerindeki başvuruları eritmek istediler. Bir önceki yazımda öğrenci vizesi şartlarının değiştiğinden bahsetmiştim. Yeni koşullarda vize alacaklara şimdiden bol şans!


13.12.2016

Avustralya'da master yapmanın kosulları ve sagladıgı avantajlar

Baştan söylemeliyim ki master yapmak buraya gelişin en kolay yollarından olmasına karşın maddi olarak en zorlayıcı olanı. Göçmenlik başvurusu sürecinde de hatrı sayılır bir miktarda parayı gözden çıkarmak gerekiyor elbette ama cebinizden çıkan toplam para bir dönemlik okul ücretini geçmeyecektir. Peki bizim çok mu paramız vardı da bu işe kalkıştık? Hayır tabii ki. (Öyle olsa doğrudan yatırımcı vizesine başvurup meseleyi kökünden hallederdik😃) Yalnızca ilk dönem parasını denkleştirdik ve sonraki dönemler için Avustralya’da bulmayı planladığımız işlere güvenerek çıktık yola.

8.12.2016

Avustralya’da yasama kararı ve buraya gelmenin yolları

Çocukken Barış Manço’nun 7’den 77’ye programında yer alan Dönence-Dünya Turu bölümünü her hafta büyük bir heyecanla takip ederdim. Dünyanın ne kadar büyük olduğuna, ülkelerin ne kadar farklı kültürlere sahip olduklarına şaşırır, bir gün onun yolunun düştüğü yerlere gidebilmeyi düşlerdim. Gezme ve yeni yerler keşfetme tutkumu bu programa borçluyum diyebilirim; bu tutkuyu hayata geçirebilme konusunda ise önce aileme borçluyum sonra da eşime. Ailemle birlikte küçüklüğümde Türkiye’nin birçok yerini görme şansım oldu. Daha uzun menzilli yolculuklara ise evlendikten sonra Cemal’le birlikte çıktık. Bulabildiğimiz her fırsatta yeni bir gezi rotası çizdik ve onu uygulamaya koyulduk. Seneler içinde Avrupa’da çok sayıda ülkeyi ve uzaklarda Vietnam, Kamboçya ve Tayland’ı ziyaret ettik.

Her seferinde hazırlık sürecinden itibaren büyük bir coşku ve heyecanla başlayan yolculuğumuz, sayılı günlerin geçmesinin ardından kürkçü dükkanında son buluyordu ve bir sonraki maceraya kadar, yaşam enerjimizin hatrı sayılır miktarda çekildiğini hissettiğimiz günlük hayatımıza geri dönmenin mutsuzluğunu yaşıyorduk. İnsanın kendisini yaşadığı ülkeye ait hissedememesi fena şey...

Gitmek mi zor kalmak mı?

Başını alıp uzaklara gitme fikri, sanırım hepimizi hayatının belli dönemlerinde birkaç kez yoklamış bir düşüncedir. Kimimiz yaşadığı düzene isyan ettiği, kimimiz işinde ve mevcut hayat koşullarında mutluluk bulamadığı, kimimiz sırf canı yeni yerler keşfetmek istediği için, bulunduğu çevreden ve ülkeden uzaklaşıp yepyeni bir hayat kurma hayalleri kurar. Sonra günlük hayatın koşturmacası içinde o hayaller hep daha ileri tarihlere ertelenir, planlar hep uzun vadeli yapılır.