19.12.2016

Beklenen vize çıktı...Peki ya sonrası?


Avustralya vizesini almak aslında beklediğimizden daha kolay oldu. Başvuru sürecinde çok fazla evrak ve noter işlemleriyle uğraşmamız gerekse de, belgelerimizin kargoya verilmesinin ardından beşinci gün vizemizin çıktığı haberi bize ulaştı, üstelik bunun iki günü haftasonuna denk gelmişti. Bu kadar hızlı bir netice almamızda, 1 Temmuz’dan hemen önceki hafta başvuru yapmış olmamızın etkisi olduğunu düşünüyorum. Normal şartlarda özellikle dil kursu başvurularında telefonla mülakat yapılıyormuş ama bizde herhangi bir görüşme olmadı. Büyük olasılıkla vize koşullarıyla ilgili sistem değişikliğinden önce ellerindeki başvuruları eritmek istediler. Bir önceki yazımda öğrenci vizesi şartlarının değiştiğinden bahsetmiştim. Yeni koşullarda vize alacaklara şimdiden bol şans!



Peki biz vizemiz çıktıktan sonraki süreçte neler yaşadık? Okulum 19 Temmuz’da oryantasyon programına katılmamı istiyordu ve bizim Türkiye’deki hayatımızı derleyip toplayıp, birkaç valize sığdırmak için önümüzde yalnızca iki hafta vardı. Rüzgar gibi geçen bu iki haftanın sonunda kendimizi havaalanında bulduğumuzda fiziksel olarak bitmiş vaziyetteydik. Ama en zor kısım tahmin edebileceğiniz gibi bizi uğurlamaya gelen ailelerimizle vedalaşmaktı. Neyse ki bu noktada Cemal’in uçağa binmemize yarım saat kala tabletini kaybettiğini fark etmesi imdadımıza yetişti! :) İçimizi kaplayan hüzün yerini telaşlı bir koşturmacaya bıraktı. Birkaç telefon görüşmesi, uçağı beklerken ailece oturduğumuz masalara bakınma derken nihayet bir şekilde tablet bulundu ve hüzünlü vedalaşmaların ardından uçak kalkana kadar vakti nasıl geçireceğiz diye düşünen biz, son dakika deparları atarak 21 saat sürecek yolculuğumuz için bizi bekleyen koltuklarımıza yerleştik ve hayatımızın en büyük macerasına doğru yola koyulduk.

On dört güne sığdırdığımız işlerin başında yaşadığımız evi kapatmak geliyordu ki kimsenin bu kadar kısa sürede aynı tecrübeyi yaşamasını istemeyiz doğrusu. Oturduğumuz ev kira olduğundan, bir yandan mobilya ve diğer eşyaları toplayıp depolama, emlakçımızla görüşüp evi boşaltacağımızı haber verme, evin elektrik- internet gibi bağlantılarını kapatma, badanayı yaptırma gibi işlerle uğraşırken diğer yandan yanımıza alacağımız eşyaları toplamda dört valize sığdırabilme çabası yüzünden gece-gündüz bir koşturmaca içindeydik. Bütün bu telaşenin arasında uçak biletlerini almamız ve Avustralya’da kalacağımız yeri de ayarlamamız gerekiyordu. Ne yazık ki son ana kadar bu hazırlıklarla uğraştığımızdan, uzun bir süreliğine görüşemeyeceğimiz birçok sevdiğimizle vedalaşamadan yola çıkmak zorunda kaldık biz... Bu nedenle buraya gelmeyi düşünüyorsanız sizlere verebileceğimiz yegane tavsiye, tüm süreci adım adım planlayıp iki ayağınızı bir pabuca sokmadan hazırlıklarınızı tamamlamanız olacaktır. Çünkü emin olun hem valiz hazırlama hem de ev işleri tahmin edebileceğinizden de çok zaman alıyor. Aklınıza her gün ilgilenilmesi gereken yeni bir detay geliyor. Yeri gelmişken bu sürece ilişkin birkaç bilgi paylaşalım;


  • Mobilyalarınızı dağıtmak istemiyorsanız, kesin kararınızı verene kadar küçük bir depo kiralayabilirsiniz. Bu işi profesyonel olarak yapan firmalarda fiyatlar aylık ortalama 1000- 1200 TL civarındayken, www.sahibinden.com gibi sitelerde daha uygun fiyatlara kiralık depo ilanlarına göz atabilirsiniz. 
  • İnternet bağlantınız bizimki gibi Uydunet ise fesih işlemini ilgili müdürlüklere faks göndermek suretiyle gerçekleştirebilirsiniz.
  • Elektrik hizmeti abonelik iptalini web sitelerinden online olarak yapabilirsiniz.
  • Otomatik ödeme talimatlarınızı bankaların internet şubelerinden iptal edebilirsiniz.
Ayrıca;

  • Varsa doktor kontrolleriniz, düzenli kullandığınız ilaçların temini gibi sağlık durumlarına ilişkin işlerini halledin.
  • Yasal süreçlerde lazım olabileceği düşüncesiyle notere gidip, bir avukata ya da aile üyelerinden birine vekaletname çıkarın. (Vekaletname buraya geldiğinizde Konsolosluk aracılığıyla da verilebilecek birşey aslında ama acil durumlar için önceden halletmiş olmanızda fayda var.)
  • Kişisel, eğitim ve çalışma hayatınıza ilişkin her türlü resmi belgeyi bir dosya yapıp mutlaka yanınıza alın.

Vize başvurunuzu mümkün olan en erken tarihte yapın ki hem sevdiklerinizle son günlerinizi doya doya geçirin hem ev ve yolculuğa ilişkin yapılması gerekenler için yeterli güce ve zamana sahip olun. Mesela gönül isterdi ki ben annemle bir hafta boyunca evden çıkmadan sabahın köründen gecenin bir yarısına kadar eşya kolilemek yerine, İstanbul’u talan edip her köşesinde biraz daha anı biriktirebileyim. Tüm aile fertlerimizle bir araya toplanıp sonradan özlemle anacağımız sofralar paylaşalım. Arkadaşlarımızla rakı masalarında kadeh tokuşturup muhabbetin dibine vuralım. Dünyanın diğer ucunda eksikliğini hissedeceğimiz tüm duyguları yüreğimize doldurmaya çalışalım... Gerçi böyle bir imkan bulsak bu kez de sevdiğimiz herkese ve her şeye veda etmek çok daha zor gelirdi belki o da işin başka bir boyutu...

Yine de Türkiye’de işleri yoluna koymak için kendinize yeterince zaman tanımayı unutmayın derim ben; çünkü Avustralya’ya geldiğinizde yeni bir düzen kurmak için çok ama çoook büyük bir enerjiye ihtiyacınız olacak!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder